KARASU
Giriş Tarihi : 01-10-2021 00:20   Güncelleme : 01-10-2021 00:24

Bu Sorun Hafife Alınmamalı

Milliyetçi Hareket Partisi Karasu İlçe Başkanı Münir Ali Kara, haftalık yazılı basın açıklamasında siyasetten, eğitime ve fındığa dair birçok kişiyi ilgilendiren önemli açıklamalarda bulundu. Kara, “Karasu başta olmak üzere eğitim kurumlarımızdaki yardımcı personel eksikliği hafife alınmaması gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır” dedi.

Bu Sorun Hafife Alınmamalı

Türkçe’nin Zenginliğini Yaşamalıyız

Siyasetten, eğitime ve fındığa dair birçok kişiyi ilgilendiren önemli açıklamalarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi Karasu İlçe Başkanı Münir Ali Kara, “Dil bir toplumun birleştirici unsurlarının başında yer almaktadır. İnsanlar bilimi, duygu durumlarını, inanç ve ihtiyaçlarını dil sayesinde ifade etmektedir. Dil olmazsa insanlar inançlarını dahi ifade edemez, duygularını paylaşamaz, ihtiyaçlarını gideremez. Bir toplumu asimile etmenin ilk yolu dillerini unutturmaktır. Pek çok emperyalist devlet ele geçirdikleri topraklar üstünde ilk olarak dil devrimi yaparlar. Dilin ele geçirilmesi sadece silah zoru ile de olmaz. Teknolojik gelişmeler, ekonomik üstünlükler de dilin istila edilmesine ve zaman içinde toplumların kendi duygularını başka dillerdeki kelimelerle ifade etmek zorunda kalmasına neden olmaktadır. Hiç kimse kendi öz duygusunu başkasının dili ile ifade edemez. Bu nedenle dilimizin kıymetini bilmeli, Türkçe’nin zenginliğini doyasıya yaşamalıyız. Bu vesile ile geçtiğimiz hafta sonu idrak ettiğimiz dil bayramınızı tebrik ediyorum” dedi.

Avuçlarını Yalamaya Mahkumlar

Kara, “Hafta sonu Milliyetçi Hareket Partimiz tarafından “Güçlü Siyaset, Lider Türkiye, Hedef 2023” parolası ile ''Siyasette Yeni Dönem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Stratejik Hedefler'' İstanbul Bölge İstişare Toplantısı Gerçekleştirildi. Sakarya teşkilatlarının tam kadro katılım gösterdiği istişare toplantısında özellikle vurgulanan noktayı bir kez da buradan anlatmak istiyorum. Cumhur İttifakı, al-ver hukukuna göre değil, kardeşlik hukukuna göre kurulmuş, çıkarların değil vatanın dert edildiği, bireylerin değil memleketin refahının hedeflendiği bir ittifaktır. Bu ittifakın nifak kabul etmemesi de bundandır. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhur İttifakı’nın mimarı ve yılmaz destekçisidir. Ülkemizin birliğe ihtiyacı olduğu 15 Temmuz sürecinde tüm çıkarları, eski yaşanmışlıkları ve nefsi geri plana iterek elini taşın altına koyan Milliyetçi Hareket Partisi, 15 Temmuz gecesi olduğu yerde dimdik durmaktadır. MHP’nin ihanet ettiği, adam sattığı, hele söz konusu vatan olduğunda geri adım attığı görülmemiştir. Cumhur İttifakı Allah rızası, ülke felahı dışında, millet refahı dışında hiçbir amaca hizmet etmemektedir. MHP’nin çizgisi bu noktada bir milim bile sapma göstermeyecektir. Bu şekilde beklentisi olanlar MHP’yi ve Ülkücü Hareket’i tanımayanlar avuçlarını yalamaya mahkumdur” dedi.

Fındık Yerde Kaldı

Kara, “Bilindiği gibi fındık sezonunun sonlarındayız. Halen fındığın çok büyük bir kısmı yerdedir. Bunun asıl nedeni havaların kötü gitmesi ya da çiftçilerin hesapsızlığı değil, okulların erken açılmasıdır. Pandemiden önceki yıllarda eylül ayının ikinci hatta ihtiyaca göre üçüncü haftası açılan okulların ayın hemen başında açılması Doğu’dan gelen mevsimlik işçilerin memleketlerine dönmesini zorunlu kılmıştır. Evlerine 15 gün erken dönen işçiler de fındığın yerde kalmasının ana nedenlerinden biri olmuştur” dedi.

Fiyatlarda Yapılan Oyun

Kara, “Fındık fiyatlarında oynanan oyunun da farkında olduğumuzun bilinmesini isteriz. Türkiye’nin en stratejik tarım ürünü olma konumunda bulunan fındığın birilerinin elinde oyuncak edilmesine, milyonlarca üreticinin kaderinin tek firmaya bağlanmasına tahammülümüz kalmamıştır. Fındık üreticisi, bu ülkeye katma değer sağlayan, turizmden fazla döviz girdisi sağlayan ve tüm dünyada stratejik önemde bulunan mahsulünden utanacak değildir. Her dönemde üreticiye akıl verenler, fındığın pazara indirilmesi noktasında ikazda bulunup yönlendirme yapanlar dış kaynaklı firmanın tekel olmasına ve piyasada istediği gibi at koşturmasına müsaade etmemelidir. Tüm tüccarlar tek firmanın taşeronu olmaktan kurtarılmalı, ana belirleyicinin devlet olduğu, üreticinin de kendini güvende hissettiği bir piyasa oluşturulmalıdır. Bir firmanın alacağı ürün miktarına kota getirilmeli bu şekilde fındık fiyatının dengelenmesi sağlanmalıdır. Devlet eli ile alım yapan kurumların yanında serbest piyasada tüccarlık yapanların da denetlemesi yapılmalı, bu şekilde üretici de kendini sahipsiz hissetmemelidir” dedi.

Personel Eksikliği

Kara, “Karasu başta olmak üzere eğitim kurumlarımızdaki yardımcı personel eksikliği hafife alınmaması gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Geçtiğimiz hafta İş-Kur tarafından atamaları yapılan 18 personel “Toplum Yararına Projesi” kapsamında okullarda temizlik görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Bu 18 personel dağıtılırken hiçbir okulun memnun edilmesi mümkün olamayacaktır. Hem ilçe Milli Eğitim’deki yöneticiler hem de okul idareleri zor durumda kalmıştır. Geride kalan yıl okullar kapalıyken 60 personel ayrılan milli eğitimin pandemi ile mücadelenin önemi bir kat daha artmış ve yüz yüze eğitime geçilmişken 18 kişiye çekilmesinin izahı yoktur. Bunun tasarruf tedbirleri ile açıklanması mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki bir çocuğumuzun virüse yakalanması ülkemiz için de toplumumuz için de çok daha büyük maliyetlere neden olmaktadır” dedi.

Duyarlı Olunmalı

Kara, “Toplumumuzun aşı konusundaki duyarlılığının gün geçtikçe arttığını görmek umut vericidir. Aşının işe yarayıp yaramadığı konusunda endişesi olanlar, koronavirüse karşı elimizdeki tek silahın aşı olduğunu unutmamalıdır. Savaşa hiç silahsız mı yoksa işe yaradığı bilim adamları tarafından ifade edilmiş bir silahla mı gitmek mantıklıdır? Kişilerin aşı ile ilgili kaygısının olması, sağlıkları ile ilgili endişe duyması, araştırmada ve eleştiride bulunması gayet normaldir. Kimse kimseyi istemediği bir şeyi yapmaya zorlayamaz. Ancak aşı karşıtlığı yaparak aşı olanlara saldırıda bulunmak, kendi sağlığı için aşı olmak isteyenleri caydırmaya çalışmak izah edilebilir değildir. Aşı olmayanları anlayabiliriz fakat aşı karşıtı olarak mücadele vermeyi, bunu kendine savaş alanı ilan etmeyi kabullenmek mümkün değildir” dedi.